KURBANLA ALLAH’A ADANMIŞ GÖNÜLLER
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla
1-Biz gerçekten sana verdik Kevser. 2-Sen de Rabbin için namaz kıl ve kurban kesiver.( Kevser Suresi \1ve 2. ayetler )
Kurban kesmek; gücü yeten her Müslüman için fazileti büyük olan, vacip bir ibadettir. Kevser suresi de Allah rızası için namaz kılmanın ve kurban kesmenin ehemmiyeti üzerinde duruyor. Kurban Allah’a yaklaşmak demektir. Kurban Hz. İbrahim (A.S) ‘ın Allah’a adanmışlığını, Hz. İsmail (A.S)’ ın da Rabbi’ne teslimiyetini aşikar şekilde gösteren, bizlere de bu hikayeden ibret almamızı öğreten bir ibadettir. Kurban kesmek dinimizde mal ile yapılan ve vacip olan ibadet türleri arasında yer alır. Zeyd b. Erkâm sorar:
— Ya Resulallah bu kurban kesme olayı nedir?
— Atanız İbrahim'den kalma bir gelenek.
— Bizim bundan kazancımız ne?
— Kurbanın her kılına karşılık bir sevap yazılır. (İbn Mace, Ahmed b. Hanbel, Müsnet, ) diye buyurmuşlardır.
Her ibadeti yerine getirirken ihlas ve niyetin önemi büyüktür. İhlas ve niyet yeme, içme, uyuma gibi mubah amelleri bile ibadete dönüştürür. Kurban kesmenin öncesinde de halis bir niyetle rıza-i ilahiyi kazanmak esastır. Kurban kesmek Allah’ın emridir. Hz. İbrahim (A.S) ‘a kurban kesmesi rüyasında emredilmişti. Hz. İbrahim A.s ’da Allah’ın emrine itaat edip, fedakarlık göstererek tenha bir yerde kurban kesmek istemişti. Hz. İbrahim (A.S) tam oğlu İsmail’in boğazına bıçağı çalacağı zaman Allahu Teala büyük bir koç göndererek oğlu yerine bunu kesmesini söylemişti. Bu olayda Mekke’de hacıların kurban kestiği yerde (hedy) vuku bulmuştu. Kurbanla kurban olmayı, Allah ‘a itaat etmeyi, Allah’a gönül adamayı ve teslimiyeti öğretmiştir, hayatımızın her karesine yerleştirmiştir Hz. İbrahim (a.s) ve ailesi. Hz. İbrahim (a.s) kurbanla ileri derecede fedakarlığını göstermiştir. Hz. İbrahim tüm varlığını Allah’a adadığı için Allah’ın dostu olmuştur. Bizler de kurbanla kurban olup kurbanla hayatını Allah’a adayan gönülleri örnek almalıyız.
Kurban ekonomik kalkınmaya da fayda sağlar. Yardımlaşmayı sembolize eder. Kurban kesmeye gücü yetmeyen fakir fukaraya da kesilen kurbandan pay verilerek, sevabından istifade edilir. Sosyal barış ve yardımlaşmanın temeli atılmış olur kurban ibadeti ile. Kurban her amel gibi bizi Allah’a yaklaştırır. Bu vesileyle bizi Allah’a yaklaştıran her amel kurbandır. Kurbanda samimiyet mevcuttur. İbadetleri yerine getirirken kibir, gurur gibi kötü hasletler karışmaksızın ihya edersek ihlas ve niyetimizde samimiyeti tam manasıyla ihya etmiş oluruz. Yine Peygamberimiz kızı Fatıma’ya, “Ya Fatıma! Kalk, kurbanın başında bulun. Onun yere düşen ilk damla kanı ile Allah günahlarını bağışlar” buyurmuşlardır.
Kurban kesilirken mümkünse başı ucunda bulunmak gerekir. Tekbir getirilerek dua edilir ve Bismillahi Allahüekber diyerek kesilir. Allah’a kesilen kurbanların ne kanları ne de etleri ulaşır. Zira Allah’a davranışlarımız ulaşır. Gösteriş ve riyadan uzak kalınarak kurban kesilmelidir.
Kurban bayramı da Allah’ın başta Müslümanlar olmak üzere tüm insanlığa lütuf kıldığı ihsanı ve rahmetidir. Zira kurban hem dini hem dünyevi faydaları içeren bir ibadettir. Kurban bayramında asıl kurban edilmesi gereken içimizdeki bencilliklerimiz ve zaaflarımızdır.
Kâinatın yaratıcısı ve âlemlerin Rabbi, yüce Allah’a sonsuz şükürler olsun! Kurban Bayramı bereketiyle, bolluğuyla gelsin, tüm insanlık için hayırlara vesile olsun inşallah. Bu değerli Kurban Bayramında, kâinatın yaratıcısı ve âlemlerin Rabbi bağışlayıcı ve acıyıcı yüce Allah tüm dualarınızı kabul etsin.
Kurban Yaradan'a yaklaşmak için yaratılana yaklaşmaktır. “Yaratılanı hoş gör Yaratan’dan ötürü.” Yaklaşınca kurbanımız bayram olur. Yakınlaşalım ki, bayramınız bayram, bayramlarımız ise mübarek olsun. Bütün Müslümanlar için bu Kurban Bayramı huzurun, barışın, anlayışın bayramı olsun. Her şeye Kadir olan Yüce Allah bizleri doğru yoldan ve sevdiklerimizden ayırmasın. Unuttuklarını anımsa, kaybettiklerini ara, özlediysen git bul, kırdıysan af dile, çünkü bugün bayram. Bayramınız mübarek olsun. Hz. İbrahim oğlu yerine kendisine gönderilmiş olan kurbanlık hayvanı kesmiştir. Böylelikle de Allah için “insan kurban etmek” gibi kötü bir alışkanlığın önüne geçilmiş, Allah için “kurban kesmek” âdeti de günümüze kadar ulaşmıştır.
Kurban Bayramı kaynaklarımıza göre ilk kez 624 yılında Medine’de, Hz. Peygamber’in müslüman cemaate kıldırdığı “ilk Kurban Bayramı namazının” ardından vermiş olduğu hutbede kurban kesmenin faziletlerinden bahsetmesi, Allah’a adanarak kesilecek kurbanın kazandıracaklarını açıklaması ile beraber kutlanmıştır. Bu tarihten sonra da bu gelenek bayram şeklinde süregelmiştir. Hz. Peygamber’in kendisi de ilk Kurban Bayramı’nda 2 kurban kestirmiştir. Bunlardan bir tanesinin duasını, “Allah’ım! Bu senin birliğine ve senden bana gelenlere şehâdet eden bütün ümmetim namınadır.” şeklinde yaparken diğerinin duasını ise şu şeklinde yapmıştır: Allah’ım! Bu da, Muhammed ve Muhammed’in ev halkı içindir.
Bu da aslında kurbanın hem toplumsal hem de bireysel bir yön taşıdığına en güzel örnektir. Kurban Bayramı, müslümanlar tarafından hicri, takvime göre zilhicce ayının onuncu gününden itibaren dört gün boyunca kutlanan bir dini bayram olarak da tarif edilebilir. Bayramlar, İslam milletinin hayatındaki özel ve önemli günlerdendir. Bayramlar, soysal dayanışma, karşılıklı sevgi ve hoş görü ile saygının tesis edildiği özel günler olarak yaşanır. Her yıl tekrarlanmakta olan ve ömrü olanların şahit olduğu bu bayramlarda, kendine has çeşitli programlarla kutlama etkinlikleri düzenlenmektedir. Bayram namazı kılmak, kurban kesmek ve kurban etlerini paylaştırmak, akraba, komşu ve hasta ziyaretleri yapmak bunlardan bazılarıdır. Yıl boyunca hayatın yoğunluğunda yorulan insanlar, ihmal ettikleri eş, dost ve yakınlarına kavuşmakta, onlarla dertleşmekte, birkaç günlüğüne de olsa duygusal ve manevi bir nefes alma imkânı bulmaktadırlar. Bayramlar bu şekilde hayatın yorucu temposuna bir soluk aldırmaktadır.