KALEMİYLE ENGELLERİ AŞAN YAZAR
RÖPORTAJ: Güldane Ersoy
HAZIRLAYAN: Hüseyin Söker
Parmaklarını kalem yaparak mücadelesini anlatan örnek bir insan: Engelsiz Yazar Güldane Ersoy hocamızla sohbet tadında bir röportaj gerçekleştirdik.
Değerli hocam sizi kısaca tanıyabilir miyiz Güldane Ersoy kimdir?
Hayatımı iki döneme ayırırsam; ilk yirmi dört yılını sağlıklı her bireyin yaşadığı şekilde geçirdim. Bu arada çocukluğumdan beri yazdığım halde yazar olmaya cesaret edememiş, yazarları zihnimde Kaf Dağı’nın zirvesine oturtmuş biriydim. Yirmi dört yaşında kas hastası olmamla beraber yaşamım bambaşka bir hal aldı. Hızla eriyen kaslarım sebebiyle bedenen engelli bir insan olurken ruhsal açıdan daha da güçlendim elhamdülillah. Yazar olma cesaretini de zihnimdeki engelleri yıktığım bu dönemde kazandım.
Kitap yazma fikri nasıl çıktı ve yazarlığa ilk adımlarınızı nasıl attınız?
İlkokul son sınıfta şiirle başladım yazmaya. Ardından şiir ve günlük yazımı beraber devam etti. Lise bittikten sonra denemeler yazmaya başladım, ciddi anlamda günlük tutmaya devam ettim; ama bunların hiçbirini yazar olma düşüncesiyle yapmadım. İçgüdüsel olarak yazmaktan büyük keyif alıyor ve yazmadan duramıyordum. Şimdi düşünüyorum da arkadaşlarıma yolladığım mektuplar bile hikâye olabilecek nitelikteydi ancak bahsettiğim gibi yazarlığı kafamda Kaf Dağı’na oturttuğum için böyle bir girişimde bulunmaya hiç cesaret edemedim. Kitap yazmaya başlamam hastalığımın en sıkıntılı döneminin ardından gelişti. Yazmak, hayatımın her aşamasında bana en büyük şifa kaynağı oldu.
Neden Kore kitapları yazdınız ve bunun sizin üzerinizdeki etkisi neydi?
Zor bir dönemden geçiyordum ve üzücü olan her şey beni olumsuz yönde etkiliyordu. Bu dönemde televizyonu özellikle de haber programlarını hayatımdan çıkarıp, kız kardeşimin tavsiyesiyle Kore dizileri izlemeye başladım. Bize oldukça benzeyen kültürüyle Kore, benim için büyük merak konusu oldu. Kore Savaşı’nda bulunan Türk askeri de işin içine girince daha çok araştırmaya başladım. Hem Türk hem de Kore gençleri maalesef bu savaş hakkında doğru düzgün bir şey bilmediği, şehitlerimize hak ettikleri ilgi gösterilmediği için büyük üzüntü duyarak bu konu hakkında yazmaya karar verdim. İlk kitabım “Dönmeyenler” (Kod Adı: Kutup Yıldızı) bu düşünceler üzerine oldukça maceralı bir çalışmanın ardından meydana geldi. Ardından, Kore Pop Müziği, ünlüleri ve Kore’yle ilgili her şeye bilinçsiz şekilde hayranlık duyan kardeşlerim için “Aşkın Rotası Seul”ü yazarak, elimden geldiğince farkındalık oluşturmaya çalıştım.
Yazar olarak beklediğiniz ilgi oldu mu ve sosyal medyanın etkisini gördünüz mü?
Hiç tanınmayan amatör bir yazar olarak beklediğiniz ilgiyi görmek epey zor oluyor tabii. Özellikle okumaya mesafeli duran milletimizi düşünürsek işimiz daha da zorlaşıyor. Ancak ailem ve dostlarımın yardımlarıyla bu zorlukları aşmak benim için daha kolay oldu. Dönmeyenler’in ilk çıkışı, iki dostumun vesilesiyle matbaa basımıyla oldu; tanıtımı ve satışı sosyal medya aracılığıyla gerçekleşti. Bu süreçte kitabımın ilk beş yüz adedini okurlarıma ulaştırmak için sosyal medyanın büyük faydasını gördüm. Okurlarımın beğenilerini de mail adresime ve sosyal medya hesaplarıma gönderdikleri mesajlar sayesinde öğrendim. Çok güzel geri dönüşler aldım. Bütün okurlarıma yürekten teşekkür ediyorum.
Değerli hocam, siz başarıya ulaşmak için engelleri engel olmaktan çıkarmışsınız. Engelli kardeşlerimize ne önerirsiniz?
Gayret ve sabır en güçlü, en etkili ilaçlar; ama içimi biraz zor tabii. Bir diğer ilaç da kabullenmek. Kıymetli bir hocam demişti ki: “Mutluluğun sırrı, var olanı yokmuş gibi görüp yok olanı varmış gibi kabul etmektir.” Elbette bunları hemen hayata geçirmek ya da kabullenmek öyle kolay olmuyor. Ben de içinde bulunduğum durumu, hayatımın bütünüyle değişmesini hemen benimseyemedim. Psikolojik destek ve tasavvufi kitaplar okumak, sabır ilacının acı tadını epey hafifletiyor ve içimini de kolaylaştırıyor. Psikolojik destek almaktan çekinmeyin ve umut etmekten, inanmaktan asla vazgeçmeyin. Güzel Rabbimiz, İnşirah Suresi’nde art arda iki kez: “Her zorluktan sonra bir kolaylık vardır.” diye müjdeledikten sonra başka söze de hacet kalmıyor aslında.
Değerli hocam bundan sonraki adımlarınız ve hedefleriniz nelerdir?
Şu an A. Ali Ural hocanın öğrencisi olmanın mutluluk ve onurunu yaşıyorum. Profesyonel anlamda yazar olmaya karar verdikten sonra bu konuda eğitim almayı çok istiyordum, fakat engellilik seviyemin yüksek oluşu bunu imkânsız hale getiriyordu maalesef. Herkesin bela olarak gördüğü pandemi süreci bana ve benim gibi birçok insana neredeyse nimet oldu. Dersler online yapılmaya başlayınca ben de evimden çıkmadan almak istediğim birçok eğitime ulaşma imkanı buldum. Ali hocamın derslerine de bu dönemde katıldım ve kendisinin yönlendirmesiyle çocuk hikâyeleri yazmaya başladım. Yakın zamanda bir çocuk kitabı çıkarmaya hazırlanıyorum inşallah. Güzel dualarınıza talibim.
Bütün dileğim, yazdıklarımla insanların düşüncelerini güzelleştirmek, fikri ve ruhi gelişimlerine pozitif yönde katkıda bulunmak ve iyiliğin artmasına vesile olmak. İnşallah sağlık ve selametle nasip olur.
Son olarak kitaplarım ve yazılarımın tanıtımı için her zaman destek veren; halimi, hatırımı sorma inceliğinde bulunan Hüseyin Söker hocama da yürekten teşekkür ediyorum.
Hocam sizinle daha önce İnstagram’dan canlı olarak bir röportaj yapmıştık ve sosyal medya üzerinden de bazı çalışmalar yaptık. Şimdi dergimizin ciddi anlamda etkisini görüyoruz ve özellikle SMA bebeklerimize ve sizin gibi engelsiz yazarlarımıza “10Dergi” ailesi olarak elimizden geldiğince destek vermeye devam edeceğiz. İnşallah bu sohbetimiz ve sizlerin vermiş olduğu mesajlar sayesinde engelli kardeşlerimize bir ufuk açmış oluruz. Rabbim tüm şifa bekleyen engelli kardeşlerimize şifalar nasip etsin.
YAZARDAN İMZALI KİTAP ALMAK İÇİN
INSTAGRAM: @guldanersoy
TÜM ONLİNE KİTAP SATIŞ SİTELERİNDEN YAZARIN KİTAPLARINA ULAŞABİLİRSİNİZ.
